17 Nisan 2013 Çarşamba

Bunun da ucuzunu buldum (1) Nergis'im.

     Yeni aldığım çoğu şeye arkadaşlarımın tepkisidir, "inanmıyorum bunun da mı ucuzunu buldun !". Lüksü severim, rahat da yetiştim ama bir şeye değerinin altında para vermem mümkün değil. Bu ara türlü nedenden canlı çiçeğe kafayı takmıştım, öncelikle blogcu arkadaşlar yazlık çiçeklerini yayınladıkça içim gidiyordu, moralimin iyi olmadığı bu günlerde kendime çiçekler almak istiyor ama fiyatları beğenemeyip elim gitmiyordu, bebeğimi çiçeklerle tanıştırmaksa en önemli itici güç. Bim'de bu nergisi 0.95 TL'ye inmiş görünce işte şimdi tam sırası dedim.. Kızım da koklamayı öğrendi, dokunmuyor burnunu yaklaştırıyor ((:

5 Nisan 2013 Cuma

Manken hamileliği

     12 yaşımdan beri hiç bir zaman zayıf olmadım, hatta çoğunlukla normal kilolunun üzerindeydım. Evlendikten sonra kilo verip 6o kiloyu gördüm yılların ardından. Ebru Şallı'nın biz Türk kadınlarında oluşturduğu bilinç altıyla "biz de başarabiliriz!" gibi söylemlerimle hızla kilo almakta olan yakın arkadaşlarımı çıldırttığımı hatırlıyorum. Ama kendi hamileliğim geldiğinde gerçekten bir mucize oldu. 63 kilo ile hamile kalıp 69 ile doğuma gidip ertesi hafta 67'dim. Tabiiki yakımıdaki teyzelerim ve onların gazıyla eşim "sen ne biçim hamilesin, o karnındaki çocuğa hiç bakmadın" gibi söylemlerle beni ezikleseler ve ben de ara ara o psikolojiye kapılsam da son ayımda dizanteri olmama rağmen kızım 3 kilonun üzerinde doğdu. Şimdi ise 4.-5. aylarına gelip yavaştan kilo almaya başlayan arkadaşlarım beni arıyorlar, sırrım ise şöyleydi. Öncelikle ASLA diyet, zayıf kalmak gibi birşey amaçlamamıştım, hatta doktorların tavsiyesi olan 12 kilo almam da beni üzmeyecekti ama sonuç böyle oldu.  Van depremi dolayısıyla işimden rapor alıp ailemin yanında kalınca tek işim kendime bakmaktı, bende dibine vurdum. İnternetten her gün bebeğe kilo aldıran, besleyen besinleri araştırıyor ve gün geçtikçe uzayan bir liste oluşturuyordum ve hergün + - koyuyordum. Bunları istemesem de zorla yemeye çalıştığım için diğer besinlere yer kalmıyordu , dolayısıyla hiç azimsiz biri olarak amaçlamadan bir diyet yapmış oldum. Bu listedekiler hamile olmasam asla yemediğim gayet sağlıklı yiyeceklerdi, aklımda kalan çizelgemdeki bazı gıdalar:
     1 kibrit kutusu peynir (Normalde asla yemem)
     1 yumurta  (Normalde asla yemem)
     5 fındık
     3 ceviz  (Normalde asla yemem)
     10 bardak su (suyu çok az içerdim eskiden)
     bir avuç kuru üzüm  (Normalde asla yemem)
     yarım muz
     1 kivi
     5 badem
     1 yemek kaşığı keçiboynuzu pekmezi  (Normalde asla yemem)
     1 yemek kaşığı üzüm pekmezi
     5 fındık
     2 hurma  (Normalde asla yemem)
     2 bardak süt  (Normalde asla yemem)
     bir yemek kaşığı kuşburnu marmelatı (sırf bebek için kendi elimle yapmıştım)
    İşte liste böyle uzuyor, önemli olan her gün +- koymak, sürecin sonunda baktım ki hiç kilo alamıyorum, karnım da içe doğru genişmiş hamile olduğum belli bile değil, sonuçta doğum sonrası verilecek pek kilom yoktu, karın çatlağı da sanırım az kilo alımına bağlı hiç olmadı. Ama sakın yanlış anlaşılmasın bence de 10 kilo gibi alınmalı, çünkü 4-5 kilo hamilelik kurallarına aykırı, çünkü zaten bebek 3 kilo olsa, plesanta ağırlığı ve kan, damar artışım var , yani et buradaysa kedi nerede,kedi buradaysa et nerede olayı. Ama ben diyet yapmadığım için kendimi suçlu hissetmiyorum, ikimizin de sağlığı iyiydi şükür.
    Bu arada ben 8. ayda dizanteri oldum, ishalden dolayı bebek normaldeyken bir iki hafta geriye düştü, ne yapsam ne yapsam, zaten çok iyi besleniyorum, ama sonuda patates haşlama-muz veee kuru üzüm üçlüsüyle Allah'ın izniyle normale döndük. Yuakarıdaki listemde tecrübeme binaen en iyi gıda kuru üzümdür, hem kolay ulaşılabilir hem de en etkili.
   Doğumdan sonrası ise herşey tersine döndü en ileri derecede mastit oldum, operasyon geçirdim, sol göğsümde süz azaldı, bebek kilo almadı, ben de kafayı sütle bozdum ye Allah ye , çok şükür bebeğe kiloları aldırdık ama ben de aldım(: şimdi tekrar 67'yim. Süt döneminde nasıl kendime baktığımı ise hiç antamayım kafayı yiyip, sabah 6 da kalkıp yarımşar saat arayla besleniyordum resmen.

 Bu arada yeni projem günlük 100 sayfa kitap okumak. Üç gündür gayet güzel gidiyor, 3. gün 360 sayfa bitmiş oldu. Çocukluğuma bir kaçamak yapıp, Franches Hodgson Burnett'in Gizli Bahçesi'ni okudum. Biraz sıkıntıda olduğum şu günlerde beni dertlerimden de birazcık uzaklaştırıverdi.
  Huzurla...

4 Nisan 2013 Perşembe

Portakal Kabuğu Reçeli - Yaza Hazırlık 2


Mutfak işi, aşk işi...
Kışlıkları yaza saklama girişimlerim karnıbahar turşusu sonrasında portakal reçeli ile devam etti. Gerçekten çılgın bir tarif, her deli yapmaz ama ben çook mutlu oldum bayıla bayıla yedim. Ama deneklerimden bazıları, babam ve iki arkadaşım kabuk yiyormuş hissine kapılıyoruz diyerek olumsuz yorumda bulundular ama kalanlar çok beğendi. Bense işin cılkını çıkarıp günlük sütün kaymağını biriktirip portakal reçelimi de üzerine koyuyor ekmek kadayıfı niyetine götürüyorum. Ben bir ölçü yaptıktan sonra tekrar portakal alıp bir daha yaptım aynı hafta içinde ama bu kışlık bu kadar yeter, seneye ise inşaallah kesin gene yapacağım. Ben bu reçeli sütlü tatlılara dekor olarak da kullanırım  sanıyordum ama sanırım nasip olmayacak, şimdiden bir kavanuzu bitirdim, geriye 1litrelik bir tane kaldı. Tarifimize geçersek;
    Yafa portakalının en irilerinden 4 adet  alıyor, akşamdan yıkayıp, kabuklarını hafif rendeliyor, kabukları şeritler halinde dilimliyor, salyangoz gibi kıvırarak yorgan iğnesi yardımıyla bil ipe kolye gibi diziyoruz. Sabah bu kabuklarımızı yumuşayıncaya kadar kaynatıyoruz,  kaynatırken 3-4 defa suyunu değiştiriyoruz ki hiç acısı kalmasın. Sonra 4 su bardağı toz şekeri üzerini 2 parmak geçecek suyla şerbetimizi hazırlayıp portakal kabuklarımızla kaynatıyoruz, bir yarım saat sonra 1 limonun suyunu sıkıyor ve reçel kıvamını buluncaya kadar kaynatıyoruz. Burada süre ocağın kısıklığına ve tencereye de bağlı, soğudukça koyulaşacağını göz önünde bulundurarak duru bir reçel kıvamını tutturmaya çalışıyoruz. Ama sanırım pek koyu bir reçel olmuyor nihayetinde, ya da benim ikisi de öyle olduğundan bilemem. Ocaktan alınca kabukları bir kaseye alıp şerbetini kavanoza sıcakken döküyor, sonrasında kabuları ipten söküp ilave ediyoruz.
     Afiyet, bal, şeker olsun...
    Tarifi bu blogdan aldım, detayıyla harika anlatılmış çok teşekkürler.

Karnıbahar turşusu

   
       Neden çoğunlukla yazlık sebzelerin turşusunu kuruyoruz da kışlıkları yaza saklamıyoruz diyerek yine bir gece yarısı giriştim karnıbahar turşusuna. Fazladan aldığım karnıbaharı değerlendirdim. Tarifi bu adres ten aldım, gerçekten ölçüler çok güzel verilmiş.
       Bir tane karnıbaharı çiçeklerine ayırıp tuzlu su ile çok az haşlayıp soğumaya bırakıyoruz.
       Karnıbaharımızı cam kavanoza dizip üzerine;
       Yarım küçük çay bardağı sirke, 
      Yarım limon veya nohut kadar limon tuzu,
      1 baş sarımsak,
      Yarım küçük çay bardağı iri turşuluk tuz ve 1 litre kaynayıp soğutulmuş su (tuz ile birlikte kaynayacak ) ilave ediyoruz. Eğer 
suyu az gelirse tekrar aynı oranda kaynatıp soğutarak boşluk varsa dolduruyoruz. Benim şansıma su ve karnıbahar kavanozuma tam geldi.
     Verilen tarifte havuç, karalahana gibi sebzeler eklenmiş ama ben bembeyaz olsun salatalarımda süs olarak kullanırım diye arzu ettim. 
    Sonrasında ağzını sıkıca kapattığımız kavanozumuzu oda sıcaklığında karanlık bir yerde 10 gün beklemeye alıyoruz. Vee turşumuz hazır.
   Ben ağzını açtıktan sonra turşularımı buzdolabında saklıyorum. Bence güzel bir turşu oldu, seneye yaparsam acı biber de koymayı düşünüyorum. Tavsiye olunur.  

16 Mart 2013 Cumartesi

Türkobir satış temsilcisi oldum

Aylıksız izinin hali hazırda suyunu çıkarmakta olan  ve 8 gün üste ev gezmesi yapabilen ben; neden ürün satışı yapmıyorum diye düşünerek Türkobir satışa başvurdum. Önce keşke atlamasaydım ben bunu yapamam derken, daha ilk ayımda 100 TL üzerinde ürün siparişim oldu. Yola devam o zaman...

13 Mart 2013 Çarşamba

Annemin meşhur karnıbaharı

Karnıbahar yemeyenlere şaşarım. Bugün annemin meşhur fırında karnıbaharını tarif edeceğim. Birçok karnıbahar sevmez arkadaşım bu tarifle delisi oldu...
Malzemeler:
1 adet karnıbahar
2 yemek kaşığı süzme yoğurt
2 yemek kaşığı un
1 yumurta
1 çay bardağı zeytinyağı (sıvıyağ olarak ben evde sadece zeytinyağı bulundurduğumdan)
tuz

   Bolca sıvıyağla yağladığımız tepsiye ayıkladığımız ve  parmak kalınlığında dilimlediğimiz dilimlarden iri olanları diziyor ,boşlukları da  tenceremizin dibinde biriken miniklerle dolduruyoruz böylece boşluk kalmıyor(1. foto). Tenceremizde kalan orta dilimlere yukarıdaki malzemelerden bir sos oluşturarak karıştırıyoruz. ve tepsimizdeki karnıbaharların üzerine yayıyoruz. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında üzeri iyice kızarana dek pişiyoruz ve kocaman tepsiyi iki kişi sarımsaklı yoğurtla yok ediyoruz, afiyetle...

 

12 Mart 2013 Salı

Tepsi örtüm

Yaz tatillerinde çalışmadığım için mutlaka bir dantele başlar ve sonunu getirmem ama  geçenlerde elime geçen bu tepsi örtüsünü tamamladım şükür.